4 Nisan 2012 Çarşamba

Yediğimiz Besinler Bizi ÖLDÜRÜYOR ! Bilincinde miyiz ?

Bugün aşağıdaki iki gazete haberini okuyunca birkez daha içimin sızladığını , insanlığımdan utandığımı hissettim . Bilimin insan sağlığı ve refahı için yaptığı çalışmalara rağmen ( bir yandan insan ömrü ortalaması yükselirken ) aynı zamanda onu nasıl yokedebileceğini , çıkarları uğruna nasıl ticari bir güce dönüştürülebileceğini görmek insanı gerçekten kaygılandırıyor . Bizim gibi bilgiyi ve bilimi üretmek yerine hazır olanlarını futursuzca kullanmayı ve tüketmeyi tercih eden topluluklarda bu daha da önemli oluyor . Hangi eğitim seviyesinde olursak olalım HEPİMİZ GELECEĞİMİZ, ÇOCUKLARIMIZ VE İNSANLIĞIMI İÇİN BİLİNÇLENMEK ZORUNDAYIZ .

Bu yüzden hem aşağıdaki yazıları detaylıca okumanızı ( linkleri ) hemde çevrenizde olup bitene bundan sonra farklı bakmanızı ve neler gördüğünüzü sorgulamanızı öneriyorum , bir dostunuz olarak . Sorgulamayan , şüphe duymayan , araştırmayan , düşünmeyen bence hiçbirşeyi haketmiyor çünkü !




Konuya gelecek olursak , ben bu konuları hep duyuyor ve gözlerimle görüyor ve şahitte oluyorum . Ancak bilim adamlarının açıklamaları gördüklerimle , şüphelerimi ve düşüncelerimin sonuçlarını maalesef örtüştürüyor . Örneğin Bandırma TAVUK üreticiliğinde bir merkezdir , çok yakın arkadaşlarım bu işi yaptı/ yapıyorlar , kendileri söylediler , yazıdaki gibi tavuk yetiştirildiğini (Örneğin , siz hiç bir tavuğun 8 Kg olabileceğin hayal edebilir misiniz? Ama arkadaşım denemek için ayırdığı bu özellikteki bir tavuğu artık dayanamayıp kestiğinde bu kg. de olduğunu kendi gözleriyle gördü ! Bilmem ne yediğinizi düşünebiliyor musunuz ?) . Şimdilerde kırmızı et üretimi için hayvan beslenen bir çiftlikteki bir dananın hangi şartlarda yetişip masalarınıza yerli kırmızı et olarak geldiğini de sizin araştırmanızı tavsiye ederim . Ben biliyorum , hayvanın doğal yaşamadığına ama steril olduğuna emin olabilirsiniz , ne yediğinide öğrenebilrisiniz . Ayrıca tarımı da bilirim , çifçilerin yabani otla mücadelenin en kolay yolu OT İLACINI nasıl kullandığına şahidim ( kendi köyümde ) , bilinçsiz tarım ilaç kullanımınada şşahidim . Kulaktan duyma bilgilerle ya da yetkinliği ve araştırması tartışılacak ziraat mühendislerinin yönlendirilmesi ile topraklarımız ürünlerimiz mahvediliyor . Organik tarımın bunca revaçta olduğu bir dönemde toraklarının zenginliği binlerce yıllık geçmişi ve kültürü barındıran kutsal Anadolu’nun bunu hakettiğini söylemek sanırım vicdanlara sığmaz .


Dün sabah haberlerde vardı , Avrupa Birliği Türkiye' den gönderilen onlarca çeşit tarım ürününü imha ya da geri gönderme kararı aldı diye , aynı haber geçen yıl Rusya'dan gelmişti . Antalya ve çevresinde ki seracılıkta nasıl bir bilinç ve denetim var sanıyorsunuz , ürünlerin aynı anda olgunlaştırılmaması için geciktirici kullanan limon bahçesi sahibinin , cinsel sorunları olduğu için viegra kullanan adamdan bir farkı yok bence , ikiside sağlıksız bünyeler için ya da sağlıksız bir durum için kullanılıyor neticede , varın gerisine siz karar verin isterseniz . Böyle üretilen ürünler bugün marketlerde gördüğünüz şahane görünümlü mevsimli mevsimsiz (365 gün) sebzeler yani kırımızı kırmızı domatesler , koyu mor paylıcanlar , şahane kabaklar , yemyeşil ve iri çarliston biberler , Çengekköy sırtları ve yeşil doğası yapı mafyası ve 2B’ye kurban edilerek yok edilirken , nerede yetiştiği bilinmeyen hıyarları , karpuzlar , çilekler afiyet olsun (!) hepinize arkadaşlar ...



Gerçekten yokedilmeye çalışılıyor ya da kobay olarak deneniyor birtakım insanlar bu konuda çok ciddiyim , kendimizi geçtik ama çocuklar için birşeyler yapılmalıyız . Ben köyde büyüdüm arkadaşlar , Bir civcivin nekadar sürede tavuk olduğunu , bir hıyarın bir domatesin nezaman yetiştiğini , karpuzun nasıl olgunlaştığını , hangi mevsimde hangi sebzenin yenileceğini , hangi mevsimde hangi balığın yenileceğini birazda olsa biliyorum . Eğer siz bana hadi oradan ahkam kesme şimdi herşey bolluk bereket içinde memlekette 365 gün herşey yetişiyor diyorsanız ben sizi sizle başbaşa bırakıyorum , sağlıcakla kalırsınız inşallah diyerek .

Örneğin GDO’da alfabedeki 3 harfin tesadüfen biraya gelmiş halinden başka bişey ifade etmiyor bazılarına eminim . Onlar ki tv dizilerinin kahramanlarını aile fertlerinden daha yakınen tanıyor ve yalnızca duymak istediklerini söyleyen sahte tv yıldızlarını izliyorlar obezite dolu beyinleri ve mideleriyle akşamları sıcak yuvalarında .Çalışmadan elde ettikleri komformist yaşamları için alternatif üretmeye bırakın güçlerini zihinsel düşünceleri dahi elvermediği için Kutsal Anadolu’nun bereketli vadilerini o hale getiren bereketli akarsularını HES’lere kurban edenlere alkış tutuyorlar hiçbirşey yapmayarak . Andolunun tartımsal ve yaşamsal bereketine hancer saplıyorlar . Ben onlarada bir sağlıcakla kalırsınız (!) inşallah diyorum !

Rahatsız oldum için bu güncel yazılarıda paylaşmak istedim...

Global ölçekli tröstler , karteller yönetiyorlar dünyada ilaç, silah, petrol ve gıda gibi önemli sektörleri , bu sebeple insanları kendi çıkarları için bir kobay olarak kullanmak onları maalesef hiç rahatsız etmiyor .


Hepimizin bildiği gibi global ölçekli yatırım firmaları içeriğine bakmadan dünyanın öbür ucundaki bir firmayı satın alıyor , tek amacı var her ne şekilde olursa olsun o firmanın karlılığını arttırmak ve onu daha pahalıya satmak , o firmanın ürettiği şeyin içeriği umuruda bile değil , atadığı yöneticisinin de tek amacı var , hele ki insana değer verilmeyen ülkelerindeki zihniyeti bir de yasal açıkları yakalarlarsa değmeyin keyiflerine . Bugün , uyuşturucudan , silah kaçakçılığına , çocuk işçi çalıştırmasından , doğa katliamlarına , açlıktan , çevre felaketlerine bakarsanız ülke profilleri size birçok cevabı verecektir .


Türkiye ekonomisi ve firmaları da dış yatırımcıların sürekli iştahını kabartıyor , genç ve tüketici nufusumuz kadar sanırım başka seçeneklerde olsa değil mi ? Bu konuda iştah kabartan ...


Hepimize geçmişler olsun.


Şimdi hepbirikte AMİN (!) mi diyelim , ne dersiniz ?
LINKLERİ LÜTFEN OKUYUNUZ , LÜTFEN !

Link1
http://gundem.milliyet.com.tr/-saglikli-diye-yediginiz-tavuklar-tavuk-degil-/gundem/gundemdetay/04.04.2012/1523826/default.htm
Link2
http://gundem.milliyet.com.tr/neden-bu-kadar-cok-tup-bebek-merkezi-acildi-saniyorsunuz-/gundem/gundemdetay/03.04.2012/1523452/default.htm


Link3 http://haber.gazetevatan.com/Haber/440582/1/Gundem


Link4 http://haber.gazetevatan.com/kutu-sutler-olu-sutler/432466/4/Yazarlar/158


Aylak Adam
Nisan 2012

2 yorum:

  1. Yeni nesil hangi mevsimde hangi meyvenin ve sebzenin de yetiştiğini bilmez durumda...
    Aileler ise çucuklarına herşeyi vaktinden önce sunmanın keyfiyle onları nasıl zehirlediklerinin farkında bile değiller.
    Aklımdan çıkmayan ancak sık sık unuttuğum bu konuyu hatırlattığınız içim teşekkürler.
    Ağzınıza sağlık

    YanıtlaSil
  2. Zaten hiç bir şeyin eski tadı yok. Bu en belirgin kanıt değil midir zaten.

    YanıtlaSil