...
Sıkılmış halde yerinden kalktı , zamanını hatırlamadığı bir süredir bu odadaydı , hiçbir şeye ihtiyaç duymadan zamanı geçiriyordu , hatta ihtiyaç duyma duygusu bile hissetmiyordu. Yavaşça ilerledi ve pencereyi örten siyah kalın perdeleri açtı . Dışarıdaki güneşi görünce gözleri kamaştı . İstem dışı ciğerlerine dolan temiz havayı teneffüs etti, farklı geldi , uzun zamandır yemediği bir yemeğin tadı gibi hoşuna gitti . O an dışarıyı sokakları , ağaçları , güneşi, toprağı hatta keşmekeş içindeki şehri ve hepsinden beteri insanları bile unutmuş olduğunu düşündü . Hepsinden öte düşünüyor olabilmek bile onu şaşırttı . Düşünmesi gerekmiyordu ki . Onun için her şey ayarlanmış ve kurgulanmış bir şekilde yaşamı sürüp gidiyordu. Duyguları bile unuttuğu için bir şey de hissetmiyordu ...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_C-SLTPmODJSyvtk1HrRoWfFRFhfwp2jWC_rShvUOQebsZbGOikfVqjzFgpxpD38nMFEf7RroNkdms6yQwJYc-_Oybjvh-6S51mTU1hjpSR9o7p1qEqhbKKtccENQ1f0E0qr8jzvkVW4t/s200/darknessman2.jpg)
Dışarıya bakmaya başladı , baktıkça görüyor , duydukça hissediyordu .
Şehrin bir yerinde binlerce insan bir araya gelmiş , güzel bir hafta sonu geçirmek için temeli sağlıklı yaşamak , sağlıklı kalmak için düzenlenmiş bir etkinlik koşuyorlar, spor yapıyorlardı . Birarada olmanın , soysal bir varlık ve yaratık olarak bir şeyler yapmanın temelinden gelen duyarlılıkla hareket ediyorlardı . Biliyorlar ki sağlam bir kafa sağlam bir bedende daha iyi işler . Biliyorlar ki bedenlerimize de bir borcumuz var , sorumluyuz ona karşı ve ona iyi bakmak durumundayız . Bu nedenle bu insanlar sağlıklı da kalabilmek için koşuyordu. Gıptayla baktı , ne işim olur der gibi geçti aklından , ama sonra acaba mı diye düşündü.
Sonra bir başka yere başını çevirdi . Orada bir grup hayvansever bir araya gelmişler , yanlarına getirdikleri hayvanlarıyla , ellerinde taşıdıkları dövizleriyle , yaptıkları etkinlikle , sokaklarda yaşayan hayvanların çıkarılacak yasayla güya barınaklarda toplanma bahanesiyle katledilmesine engel olmak için cılız sesleriyle haykırıyorlardı . Orada ki bir avuç insan biliyordu ki insan olmanın en temel özelliklerinden birisinin , birlikte yaşadığımız dünyadaki diğer canlılarında yaşam hakkını savunmaktır . Biliyorlar ki doğanın dengesine karşı gelmemektir . Biliyorlar ki diğer canlılara zarar verenin kendi türüne de hiç tereddütsüz zarar verebileceğini . Biliyorlar ki hayvanları sevmeden yetişecek nesillerin insan olamayacağını ...
Uzakta bir bankın üzerinde oturmuş kitap okuyan birini gördü , şaşırdı , ne gerek var , niye zamanını sıkıcı bir iş olan okumaya ayırıyordu ki , ne de olsa bir kitap her şeye yetmiyor mu diye aklından geçirecek oldu ama , aklı onu uyarıyordu .
Uzakta bir bankın üzerinde oturmuş kitap okuyan birini gördü , şaşırdı , ne gerek var , niye zamanını sıkıcı bir iş olan okumaya ayırıyordu ki , ne de olsa bir kitap her şeye yetmiyor mu diye aklından geçirecek oldu ama , aklı onu uyarıyordu .
Sonra kulağına kuvvetlice gelen seslere cevirdi bakışlarını şaşkınlıkla . Bura da da yığınlarla karşılaştırıldığında bir avuç insan bir araya gelmişler tek yürek , tek ses olmuşlar , yürüyorlar ve haykırıyorlar " SAVAŞA HAYIR ! " diye .Bu insanlar da çok iyi biliyorlar ki savaş denilen şey televizyonlarda , sinemalarda oynatılan bir film değil . Biliyorlar ki TV haberlerinde her gün dünyanın her taraftan gelen savaş ve ölüm haberleri sanal bir şey değil, gerçek . Biliyorlar ki bir insanın hayatının ne kadar önemli olduğunu . Biliyorlar ki savaşların iğrençliğini , kötülüğünü . Biliyorlar ki savaşmak için tutuşanların bunları kendi çıkarları için kullandığını . Biliyorlar ki savaşların kimlere rant sağlayacağını . Biliyorlar ki savaşların fiziki yıkım, yağma , kan ve ölüm getirerek toplumları bitirirken , aynı zamanda toplumsal tramvalarıyla yıllarca izleri silinmeyecek acılar yaşatacağını , kuşakları gerileteceğini . Biliyorlar ki çocuklarında , masumlarında ölebileceğini . Biliyorlar ki çocuklarının geleceğinin ipotek altına alınacağını . Biliyorlar ki "SAVAŞ" ın ÖLÜM olduğunu .
Çünkü insanlar , biliyorlar ki içlerindeki insanlığın hala yaşadığını ,ölmediğini , ölmeyeceği umudunu ...
Sonra kendine hayret ederek düşündü , düşünebildiğine şaşırarak şunları geçirdi aklından. Oradakiler kim ? Niye oradalar ? Ya buradakiler ? . Gördüklerinden hiçbirini bırakın yapmayı , düşünmeyen, ihtiyaç duymayan , gereksiz bulan dünyanın çok büyük çoğunluğunu oluşturan bir yığından farkı olmayanların durmadan tükettiklerini , tükettiklerinin aslında hayatları olduğunu , yalnızca nefes alıp vererek , tv , internet vb unsurlara esir olarak ve yiyerek içerek tükettiklerini ... Üstüne üstlük kendi kendilerine kimselerin duymadığı bir halde en çok konuşanların , yakınanların , gözyaşları dökenlerin ve de hiçbir şey bilmeden , biliyormuş gibi kendilerini inandırmışlık içinde olduklarını ...
Sonra şaşkınlığı daha da artarak sordu , sorabildiğine en fazla şaşırarak
Siz kimsiniz ?
....
Yanıt alamadı . Sonra bir daha denedi .
Orada mısınız ?
....
CEVAP YOK !
Sonra yavaşça geriye döndü ....
Ekim 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder