15 Ağustos 2012 Çarşamba

Aylak

"... kendini sokaklara , caddelere , pasajlara atar , yürümeye başlar. Kalabalıklara dalar , insanlarda onların yüzlerinde , gözlerinde bir çıkış arar , sessiz bir dille sorar , neden çalışıyorsunuz ?  Bu telaş , bu hız neden ?  Nereye koşuyorsunuz ? Zamanınızı kim çaldı ? Yanıtsız kalan sorulara verdiği yalnız yanıtlarıyla aylak böyle doğar ."

Alıntı ( Flanör Düşünce - Hüseyin Köse - Ayrıntı Yayınları )



1 yorum:

  1. “Tanrım,

    Beni yavaşlat.
    Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...
    Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele...
    Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.
    Sinirlerim ve kaşlarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisi ile yıka, götür.
    Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol...
    Anlık güzellikleri yaşayabilme sanatını öğret.
    Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı,
    güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret...
    Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
    Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim...
    Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
    Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır...
    Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
    Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
    Ve hepsinden önemlisi...
    Tanrım,
    Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
    Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
    İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve HİKMET,
    Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver...”

    (*) HİTİTLERİN M.Ö.2000 YILINDAN DUVAR YAZISI

    YanıtlaSil