13 Mart 2012 Salı

Dava Düştü Kel Göründü : Sivas Katliamı Davası Zamanaşımından Düştü !






İnsanların diri diri yakıldığı davanın sonuçlanmamış sanıkları ve davanın hale hem gerçekte hem de vicdanlarda asla çözümlenmemiş birçok bilinmezliği varken düşmesi açıkçası çok kaygıverici ve düşündürücüdür!

Yani istemediğin , sevmediğini yak , yakanları izle ve birşey yapma sonrada ceza alma demek olmuyor mu bunun anlamı , insanı bilerek öldürmenin zaman aşımı mı olur ?


Haber Alıntısı :

"Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi. 13 Mart 2012 - 11:35"

5 Mart 2012 Pazartesi

Elli Kuruşluk Tükenmez Kalem

Adın neydi ? Nerden çıktın karşıma , bilemiyorum ! Ama bana ayak üzeri sattığın o kalem sana bu mesajı gönderdi .


Yağmurulu bir cumartesi sdabahı , otobüse yetişmek için çarşının içine doğru hızlıca yürürken karşıma çıktı . " Pardon, bir kalem alırmısınız ? " ben duraksayıncada " Yalnızca elli kuruş " dedi o kırılgan ve ürkek ses tonuyla . Oysa önüme geçip elini uzattığında açıkçası onun dilenci olabileceğini düşünüp hiç oralı olmadan yürüyecektim . Ancak kalemi görünce durudum ve " Bravo , en azından kalem satıyorsun , o halde ver birtane " dedim ve aldım , kalemi cebime koydum ve çarşıya doğru yürüdüm ...







Otobüse yetiştim , yola çıktık , yağmurlu bir günde camdan bir süre dışarıyı izledim sonra okuduğum kitap sayfalarından dikkatimi çeken bir kısmı işaretlemek için elimi cebime attınca o kalemi buldum .


O an düşündüm , acaba o sokak kızı sattığı şu elli kuruşluk kalemin gücünü biliyor mu ? Bilir mi ki elli kuruşluk bir kalemin dünyayı değiştirebilecek güce sahip olduğunu ? Bilir mi ailesi ya da yaşadığı toplum ona , o kalemi satmak yerine o kalemle yazmayı öğretseydi şimdi o kız sokaklarda yağmurlu ve soğuk sabahlarda üşüyerek elli kuruşa kalem satmak zorunda kalır mıydı ?


Kitaptaki alıntıyı işaretlerken , elimdeki kaleme birdaha baktım , aklımdan geçen düşüncelerle , o sokağı gördüm , bir kız elinde bir kutu kalemle ıslanarak yürüyordu ...


Bu düşüncelerimi kaleme aktarmak istedim ve diledim ki kalemin ucundan kağıda akan mavi tükenmez mürekkebi o kızın en azından ruhunu ısıtabilsin ve inandım ki yazının gücünde insanı ısıtacak bir sıcaklık mutlaka vardır ...

Aylak Adam
Mart 2012